2 Nisan 2016 Cumartesi

İslam Çekiciyle Put Kıramamak

İslam Çekiciyle Put Kıramamak
Mustafa Çevik
Put ile kastımız “her şeye derman sandığımız şey”dir. Her şeyin temeline koyduğumuz “yüce nesne”dir.

İhtiyaç için üretip sonra da esiri olduğumuz şeydir.

Önce üretilen, sonra hayran olunan, sonra tapılan ve ihtiyaç olmaktan çıkınca da oturulup yenilen “helva”dır.

Bu HELVA bazen bir kişidir, bazen bir ideolojidir, bazen bir tüketim aracıdır. Bazen de Yaratıcının mesajından iyi niyetle yaptığımız çıkarımlardır. Tek doğrunun kendi yarattığı put olduğunu zanneden ve “kalbinde hastalık olan” durumdur bu.

Elinizde İslam inancı varsa ve içinizdeki putu kıramamışsanız İslamı yanlış yerden anlamışsınız demektir.

Yüz yıllarca Müslüman kimliğiyle yaşadığınız halde çocuk nasıl yetiştirilir sorusunu bile Tanrı-tanımaz ve seküler kültürün reçetelerinde arıyorsanız Müslümanlığınız sözde kalmıştır.

Yıllarca devlete hükmedip yeryüzünde adaleti yaymak aklınıza gelmiyorsaHevanızın peşindesiniz demektir.

İmanın yerinin kalp/gönül olduğunu bildiğiniz halde insanları devlet aygıtıyla müslümanlaştırmaya inanıyorsanız otorite sizin için Helvadan ibarettir.

Allah’ın verdiği aklı ve gönderdiği mesajı doğru yolu bulmak için yeterli görmeyip ben bu işi sopayla ve siyasetle hallederim diyorsanız haddinizi, kendinizi ve rabbinizi bilmeyenlerdensiniz.

Kendi ekonomi modelinizi, kendi eğitim anlayışınızı, kendi medeniyetinizi ve kendi insan tanımınızı yapamamışsanız başkasının “dinini” taklid etmek zorundasınız.

Kendi bilim ve siyasal kavramlarınızı üretememişseniz bilimsel ve politik alanda taklide ve düşünce ithalatına mecbur olursunuz.

Kendinize ait bir medeniyet algınız yoksa bir başkasının ürettiği medeniyete karşı kompleksten kurtulamazsınız.

Kendi dininizi anlamak yerine ondan anlaşılanı anlamakla uğraşırsanız dininizi geçmiş yorumlara gömersiniz.

Bu gün Müslümanlar ister Türkiye ister İslam dünyası olsun bilimsel, teknolojik, kavramsal ve kuramsal işgal altındadır. Bunun tek nedeniseküler-modern dönemlerin ürettiklerine bir “iman aşkıyla” ve sadakatla bağlılık göstermesidir.

Putların en büyüğü siyaseten üretilmiş şehir ve ülke sınırlarıdır. Bu gün Müslüman dünyasının en büyük sorunu siyasal, etnik ve mezhepsel bölünmelerin sınırlarının bu kadar kalın olmalarıdır.

Her Müslümanın kafasında bu sınırların vurduğu prangalar vardır. Onların inançlarını,  düşüncelerini ve hayat felsefelerini doğrudan etki alanına almıştır.

İslam dininin en büyük hedefi yeryüzünde adaleti, hakkı ve hakikati yaymaktır. Ama bu gün dünyada hala zulüm, karanlık, sahte ilahlar egemendir. Bunun birinci sebebi Müslümanlardır. Eğer Müslümanlar yeryüzünde adalet ve hakikat örneği gösterebilselerdi “cahiliye” toplumuna dönüşmüş insanlık onlardan ders alırdı.

Ancak Müslümanların evi ve yurdu adalettin, hakkın ve hakikatin egemenliğinden belki en uzak olandır.

Rabbini Hak diye çağıran bir toplumun bu kadar hak ihlalleriyle anılıyor olması günah olarak yeterlidir sanırım.

Ellerinde İslam düşüncesi varken putları kıramamış olmak, yeryüzünesahte ilahların egemenliğine yol vermiş olmak hatta onlara teslim olmuş olmak ne acıdır.

Bu gün dünyada yaygın olan insan, devlet, bilim, hukuk, sanat ve ahlak tanımı ve anlayışı sorunludur.

İnsanı başıboş varlıklar olarak tanımlayıp sonra onları terbiye etmeye çalışan zorba iktidarlar ve sermaye çevresi ile insan kum çukuruna düşmüş kertenkeleye dönmüştür.

Her türlü değerin altı oyulduğu için insana tek yüce hedef olarak zevk ve konfor tavsiye edilmektedir.

İnsanın neden savaştığı, neden cinayet işlediği ve neden zulüm yaptığını anlamak için önce insanın hevasına ve helvasına tapmasının altındaki nedeni anlamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...