2 Nisan 2016 Cumartesi

Ahlakı Araçsallaştıran Medeniyet

Ahlakı Araçsallaştıran Medeniyet

Mustafa ÇEVİK
 
Ahlak etiğe dönüştürülünce etik ayağa düştü. Normalde etik bir felsefe disiplini olarak ahlak ile aynı anlamda kullanılır. Etik dendiğinde ahlak üzerine yapılan tartışmalar kast edilir felsefe ve düşünce tarihinde. İkisinde de “iyi nedir” ve “iyiye ben neden uymalıyım” çerçevesinde yapılan tartışmaları içerir. Buna ister Ahlak Felsefesi deyin isterseniz Etik deyin fark etmez. Bu durumda her ikisinin de benzer hatta aynı içerikte ve anlamda olduklarını söylememiz mümkündür.
 
Ahlak Felsefesi veya Etik konusunda bilindiği gibi çok farklı düşünceler vardır. Ama her hangi bir felsefeye giriş kitabına baktığınızda bu düşüncelerin genel itibarıyla iki kategoride toplandığını görürsünüz.
 
Nedir? Evrensel ahlak ilkelerinin varlığını ileri süren evrensel/nesnel teoriler ve ahlakın insana, topluma ve döneme göre değiştiğini ileri süren göreli ahlak teorileri.
 
İlkine göre ahlak insanın geçici durumlarından bağımsız olan “iyi” ve “kötü” kriterlerine sahipken ikincisine böyle standart ve her yerde aynı olan değerler ve kriterler yoktur.
 
İkincisi aslında zımnen ahlak denilen bir şey yoktur anlamına da gelir. Malum bir şeyin zamana ve zemine göre değiştiğini söylemekle onun yok olduğunu söylemek arasında bir fark yoktur. Aynı durumun farklı ifade edilişinden öte bir şey değildir.
 
Mesela benzer şekilde eğer savunulacak standart ve stabil bir ilkenin varlığına inanmıyorsa bir kişi, onun aslında ilkesiz olduğunu söyleyebiliyoruz.
 
Bu düşüncenin karşısında insan değişse de ahlaki iyi kuralı değişmez diye inanan anlayıştaki insan, muhafaza edilmesi gerektiğine inandığı “iyi” ve “kötü” değerler sistemine sahiptir, olmalıdır.
 
Ancak bu gün meslek ahlakı anlamına indirgenmiş olan etik kelimesiyle giderek evrensel iyi ve kötü kavramlarından çok her alanın kendine göre değişen iyi ve kötü değer yargılarının olduğunu ileri süren bir anlayışın oluştuğunu görüyoruz.
 
Tıp etiği, gazetecilik etiği ve siyasal etik gibi mesleklerin kendi iç denetimlerini sağlayan kurallar türetilmiştir. Bu kurallara uymayan kişiler meslek dışına itilir ve dışlanır. Aslında meslek etiğine uyduğunuz zaman bazen insanlık için zararlı bir eylemde bulunmuş olabilirsiniz. Ama yine de etiğe uymuş olduğunuz için meslek grubu içinde “saygın” ve “iyi” bir kişi olarak kabul edilirsiniz.
 
Örneğin kapitalizmin piyasa diye belirlediği kurallara uymak durumunda etik dışı davrandığınız ileri sürülemez. Ama aynı piyasa kimi insanın “piyasa”dan silinmesine neden olabilir. Rekabet edemediği için piyasadan silinen ve fakirleştirilen bir iş adamının iflasına sebep olmak çok da meslek etiğine aykırı bulunmaz. Ama bu ahlaka aykırı bir durumdur kuşkusuz.
 
Meslek etiği diye kabul edilen çoğu kural aslında yasal durumdan başka bir şey değildir. Ama ahlak gibi yüce bir değerler alanını aşındırması nedeniyle zararlı hale dönüştüğünü söylemek mümkündür. Onun için ahlak yerine değer kavramını kullanarak ve onu da meslek etiğine hapsederek kapitalist kültür ahlakı görelileştirmiştir.
 
Değerler gibi metafizik bir alanın bile kapital sömürüye alet edildiği bir medeniyet insanlık için tehlike içermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...