15 Temmuz 2020 Çarşamba

YAŞLILIĞA ÖZENMEK ÜZERİNE BİR PRELÜD


Mustafa Çevik

“Yaşlılık da özenilecek bir şey midir?” demeyin hemen. Bunun bir ironi olduğunu düşünüp yazıyı okumamazlık edebilirsiniz.

Ama eğer yaşarsak hepimiz/hepiniz yaşlanacağız.

Dikkat edin “yaşarsak” dedim. Yani yaşama ihtimalimiz en iyi ihtimalle yüzde ellidir. Yani yaşamaya da biliriz.

Garantisi yok bir yılın, bir ayın hatta bir nefesin.

Biraz sonra pat diye ölüp gitmeyeceğimizin hiç garantisi yok. Bunu hepimiz biliriz.

Ölme yaşı istatistiklerinde gençken ölenlerin oranı hiç de düşük olmamasına rağmen ölümü bir tek yaşlılara yakıştırıyoruz.

Bununla ilgili bir anımı anlatmak istiyorum.

Bir gün spor salonunda egzersiz yaparken benden yaklaşık on yaş daha genç olan biriyle aramızda bir diyalog geçti.

Diyalog bir süre sonra şöyle oldu:

Adam bana: “Ama sen de benim yaşımda olmak için neler vermezdin, değil mi?” dedi.

Ben: “Yoo, neden ki? Sen kaç yaşındasın?” dedim.

Adam yaşını söyleyince on bir yaş benden küçük olduğunu anladım.

Ona şöyle dedim: “Sen 34 yaşındasın ben 45 yaşındayım. Peki acaba sen 45'i görecek misin?” dedim.

Adam: “Bilemeyiz” deyince, ben de: “Yani biraz sonra da ölebilirsin, değil mi?” dedim.

Adam: “Evet” deyince, ben: “Ama ben yaşamışım o yaşı. Yani garanti etmişim. Peki sen eğer ölecek isen on yılı garantilemek için neler verirdin?” dedim.

Adam: “Haklısın, hiç böyle düşünmemiştim,” dedi.

Yani varsayalım ki 20 yaşı ile 90 yaşlarında iki insanı karşılaştırıyoruz. Hangisi özenilecek bir şeydir?

Elbette 90 yaş.  Çünkü birisi yaşanmış gerçeklik öteki yaşama ihtimalidir.

Burada birileri diyebilir ki kaç yıl yaşadığın değil nasıl yaşadığın önemlidir. Elbette öyle. Ama bu 20 yaşındaki kişi için de geçerlidir.

Geçmiş bir ömür yaşanmış bir ömürdür. Gençlik yaşama ihtimali olan bir durumdur.

Yaşadığın sürece varsın. Öldükten sonra bir hatırasın. Ama seni tanıyanlar için. Sadece hatıralarda varsın. Seni tanıyan son kişi de öldüğünde sen tamamen ölmüş sayılırsın. Onun için öldükten sonra seni insanlar ansın istiyorsan uzun süre kalıcı bir iyi şey bırakman lazım.

Ama yine de sonsuza dek kalıcı bir hatıra mümkün değildir. Herkesin bedeni yok olacaktır. Ama bıraktığı “benlik” ve “hatıra” da daha sonra yok olacaktır. “Her şey yok olacaktır O hariç.”

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...