2 Nisan 2016 Cumartesi

Büyük Cihadı Iskalayan Müslümanlık

Büyük Cihadı Iskalayan Müslümanlık
Mustafa ÇEVİK
Meşhur rivayettir. Hz. Peygamberin Tebük savaşından dönüşte ashabına şöyle dediği rivayet edilir: " Küçük cihattan büyük cihada dönüyoruz"

Bu hadisin senet bakımından sahihliğini tartışmaya gerek yok. Çünkü anlamı İslam’ın ruhuna tam uymaktadır.

Küçük cihad İslam için savaşmaktır. Büyük cihad ise kişinin kendi iç yaşantısını ve ahlakını inşa etmesidir.

Cihadın savaş mealinde alınmasından rahatsız olanların kaygısı imajdır. Oysa asıl sorun imaj değil imandır.

İman bir kabul ve ret denkleminden ibaret değil bir kişilik inşasıdır, bir yaşam tarzıdır.

İman dünyaya bakış açısıdır, insan, varlık, bilgi ve evren anlayışıdır

Asıl sorun kişinin İslam ve iman yoluyla iç dünyasını inşa etmesidir. İslam’ıve imanı bir kültüre ve medeniyete dönüştürüme mücadelesidir Büyük Cihad.

Bu gün Müslümanların yaşantı, bilim, aile, eğitim, devlet ve bunun gibi hayatın her alanında gayri müslim dünyadan bir farkı kalmamıştır.

Sanat zevkinden felsefesine, ahlakından ekonomisine her alanda bize kapitalist dünyanın dayattıklarını kayıtsız şartsız kabul etmiş durumdayız.

Farklı bir insan tasavvurumuz yok. Farklı bir varlık anlayışı, farklı bir bilgi anlayışı yok. Sanki insan için tek yaşam tarzı ve hayat felsefesi modern cahiliyenin dayattığı yaşam tarzıymış gibi bir yaygın kabul vardır.

İnsanı bir taraftan yücelten bu anlayışın asıl amacı Yaratıcıya meydan okumak ve insanı tanrılaştırmaktır. Bu yaklaşımın sonucunda bu gün insanı yücelten değil  araçsallaştıran bir devlet, eğitim, bilim ve kültür anlayışı vardır dünyada.

İnsanın ne olduğunu ve ne yapması gerektiğini yine insanın kendisi söyleyecektir anlayışı dünyayı acımasız bir rekabete sürüklemiştir.

İnsana öğretilen tek şey “rakibinden daha iyi olma” kültürüdür. İnsanı “sınırsız ihtiyaçları olan bir varlık” olarak tanımlayan medeniyetin insanlığı savaştan başka bir şey getirmesi beklenemez.

Barış, huzur ve selamet anlamındaki “islam” insanlık için şanstı aslında.

İnsanın insana kurt olmasını, insanın insana rakip olmasını değil insanın insana “güven ve garanti” olmasını temele alan bir medeniyet kurulabilirdi.

Ama vahşi dünyanın mücadele ilkesiyle İslamı yorumlayanlar cihad kelimesini savaş ve fetih anlayışıyla yorumladılar.

Böylece bu dünyayı bir “ahseni takvim” makamına çıkmak için sınav alanı olarak görmeyi ıskaladık.

Böylece hayatın “olgunlaşmak”, egomuzla mücadele etmek ve içimizdeki şeytanı yenerek Yaratıcıya kul olmak olduğunu düşünemedik.

Yaratıcıya kul olmak yerine kula kul olmayı öngören eski ve modern dönem cahiliyenin çukuruna düştük.

Bu çukurdan çıkmak için merdiven olarak kullandığımız araç yine modernBatı düşüncesinin “cahiliye” merdiveniydi. Eğitimimizi, bilgi anlayışımızı, varlık anlayışımızı, ahlak anlayışımızı onlara göre şekillendiriyoruz.

Bu bizim insan olma çabası olan büyük cihadı vahşi dünyanın mücadele alanı olan küçük cihadın içinde kaybettiğimizin resmidir.

Bütün dünyayı fethetsek de insan olma mücadelesini kaybetmişsek asıl cihadı kaybetmişiz demektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...