30 Haziran 2016 Perşembe

Erdoğan’ın Yeni Dış Politika Açılımı, Mustafa Çevik, Milat Gazetesi 01.07.2016

Erdoğan’ın Yeni Dış Politika Açılımı

Mustafa Çevik 01.07.2016


Rusya uçağı düşürülünce dün “eyvah yandık” ve “ne işimiz var Rusya ile” diyenler ile bu gün “gördünüz mü nasıl da özür dilediniz” diyen kişilerin aynı çevreler olması tesadüf değildir.
Aynı şekilde İsrail'e “one minute” ve “katil devlet” denince veMavi Marmara olayında Türkiye'nin artık dünyada işi zor diyenler ile bu gün İsrail'e teslim oldun diyen çevreler aynı kişiler olması da tesadüf değildir.
Dün hükumeti boyundan büyük işlere karışmakla suçlayanlar bu gün “çark” etmekle suçluyorlar.
Şimdi bu yaklaşımda bulunan çevreler dün mü yanlış yapıyordu bu gün mü yanlış yapıyorlar?
Aslına bakarsanız ikisi de yanlış. Dün ablukaya ve ambargoya rağmen Gazze'ye insani yardım götürmeye çalışan Mavi Marmara gemisine destek vermek, “one minute” demek nasıl doğru ise bu gün de dış politikada açılım yapmak o derece doğrudur.
Bir kere şunu unutmamak gerekir:
Birincisi anlaşmalar hasımlar veya karşılıklı sorun yaşayan taraflar arasında yapılır. Bir sorun yok ise devletler anlaşma yapmaya gerek duymazlar zaten.
İkincisi, kişiler ve uluslar arasında anlaşmalar karşılıklı taviz ve uzlaşı ile mümkündür. Yani tek bir tarafın isteklerinin kabul edildiği bir “anlaşma” söz konusu olamaz.
Üçüncüsü, devletler bir sorun yaşamış ise diplomasi bu sorunu ilelebet sürdürmek ve büyütmek değil çözümü için zemini yumuşatıp uzlaşmak zorundadır. Aksi durumda her komşu devlet bu gün veya geçmişte sorun yaşamıştır. Eğer sorunlar öyle veya böyle çözülmemiş olsaydı ticaret, seyahat ve kültürel ilişkiler askıya alınsaydı bu yürümezdi zaten.
O nedenle yapılan anlaşma her halükarda “cihanda barış” ilkesi gereği iyidir. Yeryüzünde kini değil barışı egemen kılmanın yolu budur.
Bu müzmin Erdoğan karşıtlığını bir yana bırakalım E. Mahçupyan'ın sığ eleştirilerini ve dün destekleyip haklı ve yerinde bulduğunu bu gün yanlış bulmasına ne demeli?
“Kabadayılıkla siyaset dış siyaset yapılmaz”, “halktan özür dilemeli” diyen Mahçupyan acaba şunu mu öneriyor? Rus uçağı hava sahası ihlali yapsa da Türkiye yine de müdahale etmemeliydi mi diyor?
Hayır tabi ki. 29 Kasım 2015 tarihli Akşam gazetesinde yazdığı yazıya bakalım. Şöyle diyor Mahçupyan:
“Son olayda iki uçak ihlal yapmamaları için 5 dakika süreyle uyarıldı. Bu uyarılar iki ülke arasındaki anlaşma doğrultusunda aynı anda Rus Hava Kontrol Merkezi'ne de iletildi. Nitekim IŞİD'e karşı koalisyonun yürüttüğü Doğal Kararlılık Operasyonu Sözcüsü Warren uyarıları kendilerinin de duyup süreci takip ettiklerini açıkladı. Ancak pilotlar Rus yapımı uçağın kime ait olduğunu söylemediği gibi, Rus Hava Kontrol Merkezi'nden de bir mesaj gelmedi. Yine de, sınır ihlali başladığında ilk uçağın geçip gitmesine izin verildi. Ancak ikincisi düşürüldü. Anlaşılan Rusya Türkiye'nin mütereddit kalacağını, zımni Rus egemenliğine azı geleceğini sanmıştı. Ama Türkiye'nin belirli bir eşik geçildiğinde ‘one minute' diyeceği açıktı.”
Ama bu gün kalkıp Erdoğan o gün kabadayılık siyaseti yaptı diyebiliyor Mahçupyan. Yani “dün dündür bu gün bugündür” ahlakı. Oysa o gün muhalefetin dışında kimse Türkiye'yi haksız bulmuyordu.
Hatırlayalım o günlerde basında “NATO Türkiye'ye kalkan oluyor!” başlıkları vardı. ABD zaten destek vermişti uçağın vurulmasına.
İngiltere Dışişleri Bakanı Philip Hammond, Twitter hesabından "Türk hava sahasına yönelik Rus ihlali hali hazırda çok riskli olan durumu daha ciddi hale getirmektedir. Bundan vazgeçmesi için Rusya Dışişleri Bakanlığına çağrıda bulunuyorum" mesajı verirken, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Richard Moore da, "Rusya'nın Türk hava sahasını ihlali pervasız ve endişe vericidir. Birleşik Krallık ve diğer NATO müttefikleri, Türkiye ile omuz omuzadır" diye tweet atmıştı.
Tabi Türkiye basını ve muhalefeti ne yazık ki bu olayda bir İngiltere ve ABD kadar Türkiye'nin yanında olamadılar.
Bu gün de “o gün kabadayılıkla dış politika yaptınız bu gün anlaştınız” diyerek çiğliklerini ortaya koyuyorlar. Bu ya basiretsizliktir ya da samimiyetsizlik.
Türkiye o gün öyle davranması gerekirdi. Bu gün de gerginliği azaltıcı diplomasi yürütmek zorundadır.
Devletlerarası ilişkilerde duygusallık ve kan davası mantığı olmaz. Karşılıklı ulusal çıkarlar belirlemelidir ilişkileri. Rusya ve İsrail ile olan durum budur. Aynı barış açılımının hem içeride hem dışarıda olması gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...