12 Eylül 2017 Salı

Deizm ve paganizm cahillerin, teizm ise entelektüellerin dinidir

Mustafa Çevik 12.09.2017 Milat Gazetesi


Son dönemde bir deizm muhabbetidir gidiyor. Deizmin sanıldığının aksine bir entelektüel düşünce değil aslında düşünce tembelliğinin sonucu ortaya çıkan bir tutum olduğunu belirtmek gerekir.
Peki deizm nedir? Özetle deizm evrenin bir yaratıcı tarafından var edildiğini, kurallarının konduğunu ve daha sonra da kenara çekildiğini ileri süren bir Tanrı anlayışıdır. Kenara çekilmiş, paranteze alınmış ve “sözün konusu edilmek istenmeyen” bir Tanrı söz konusudur bu inançta.
Hangi düşünürlerin deist olduğuna dair listeler yapılır. Ancak kimin deist olduğu konusunda bir fikir birliği olduğunu söylemek zordur.
Ancak burada kimin deist olduğuna dair bir “deizm tarihi” yazmayacağız.
Tartışılması gereken bir başka konu da Türkiye'de gerçekten deizm oranı yükselip yükselmediği sorunudur. Bu konuda alarm zilleri çaldığını söyleyen insanların bir araştırmaya dayanmadan konuştuklarını görüyoruz. Örneğin Yeni Şafak'ta Faruk Beşer “Gençlerimiz neden ateist ya da deist oluyor?” diye yazmış ama her hangi bir kaynağa dayandırarak gerçekten deizm oranının artığını söyleme gereği duymamış. Benzer şekilde Karar gazetesinden Mustafa Öztürk de “Deizmin Ayak Sesleri” başlıklı yazısında deizm tehlikesinden söz ediyor ancak bunu bir bilimsel veriye dayandırma gereği duymuyor. Basına yansıyan haberlerin çoğunun ciddiyetten uzak bu minval üzere olduğu görülebilir bakıldığında. Benim kişisel kanaatime göre Türkiye'de gençler arasında bir deizm tehlikesi yoktur. Dini pratikleri yerine getirmeyenleri deist diye nitelemek zaten deizmi bilmemektir. Bunlar ayrı konular.
Bizim tartışmak istediğimiz şey şu: Deizm ve paganizm iki tanrı anlayışın uç noktalarıdır. Teizm ise dengeli ve tutarlı olma kaygısı taşıyan bir tanrı anlayışıdır. Bu arada klasik semavi dinlerin genel olarak “teist” kabul edildiğini belirtelim.
Deizm, yukarıda belirttiğimiz gibi, Tanrı'ya hayatın içinde, daha doğrusu evrenin içinde yer vermemektir. Paganizm ise Tanrı'yı evrendeki kimi canlı veya cansız varlıkları bizzat tanrı kabul etmektir. Birincisi Tanrı'yı evrenden uzaklaştırır, soyutlar. İkincisi de Tanrı'yı evrende somut olarak tanımlar, tasvir eder ve sınırlar.
Her ikisinin ortak noktası kolaycılık, kaba tasarım ve düşünce sığlığıdır. İkisinde de Tanrı-evren ilişkisinin nasıllığı üzerinde bir tartışma yapma gereği duyulmaz çoğunlukla. Bunun iki olası nedeni vardır. Ya düşünce tembelliğidir ya da umursamazlık.
Deistler evrendeki düzenli işleyişi görür ancak Tanrısal iradeyi karıştırmak istemez. Kendisinin hayatı ve içindekileri yönlendirdiğine dair özgürlük vurgusu ve umursamaz tutumu vardır. Tanrının evrenin içinde kabul etmesi durumunda doğuracağı varoluşsal sorunların üstesinden gelmekten korkulduğu için Tanrı bir anlamda “parantezi alınmak” istenir.
Oysa Tanrı'nın varlığını kabul edip onun evrendeki etkisini izah etmemek birçok metafizik sorunun yanıtsız kalmasına neden olur. Onun için deizm aslında düşünmekten kaçıştır. Bir felsefi ve zihinsel tembelliktir, denilebilir.
Paganizmde ise kaba bir tanrı-insan ilişkisi vardır. İnsanın çevresindeki “düşünmeyen, akdetmeyen vs.” kimi varlıklar tarafından yönetildiğine dair inançtır. Kendisine faydası olmayan birçok kişinin, cismin veya kavramın dünyadaki olayları yönettiğine dair inanç da farklı bir şekilde düşünme tembelliğinin sonucu ortaya çıkmış bir teoloji şeklidir.
Ancak “teizm” böyle değildir. Teistik dinlerde, yani İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik, Allah'ın varlığı ile birlikte evrene ve içindekilere etkisi de tartışılır. Bu kabul ile birlikte birçok felsefi ve kelamı sorunun yanıtlanması için tarihte milyonlarca kitap yazılmıştır.
Bu teistik inançla birlikte Allah-evren, Allah insan ilişkisi, özgürlük-kader sorunu, insanın yaratılışı, sorumluluğu gibi sayısız felsefi sorunun entelektüel zemini üzerinde düşünceler üretilmiştir.
Teizm her gün karşılaştığımız felsefi-teolojik sorunları görmezden gelmek, hasıraltı etmek veya kabaca çözüm üretmek yerine “mükemmel Tanrı” ile evrenin ilişkisini anlamaya çalışmıştır.
Sorunları görmezden gelmek veya kabaca çözmeye kalkışmak bir cahillik tutumudur. Onların rasyonel zeminde tartışmak, anlamak veya çözüm üretmek ise entelektüel bir tutumdur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...