20 Eylül 2017 Çarşamba

Cennet Ötekidir, Sartre'ın Yanılgısı

Klasik felsefe konularına insan insan ilişkisini eklemekle yeni bir varoluşçu gelenek kazandıran Sartre özgürlük, öteki ve yabancılaşma bağlamında insanın insan ile ilişkisinin zararından söz eder.
Diğer insanların bakısı altında yaşayan insanın özgürce hareket edemediğini ve dolayısıyla bütün eylemlerini “öteki”nin baskısı altıda yürüttüğünü söyler. Bu da insanın kişi olmasını ve özgürlüğü yakalamasını engellediği içi aslında bir tür cehennem hayatı yaşadığını söyler.
İnsanın yaptığı ve söylediği her şeyde ötekinin baskısı varsa eğer kişi özgür değil baskı altındadır Sartre'a göre.
Baskı altında geliştirilen bir kişilik tarzının veya yaşam tarzının kendinden uzak bir tarz olması nedeniyle aslında kişi ötekinin baskısıyla kendine yabancılaşır, der.
Öteki” tarafından oluşturulan benin maruz kaldığı bu yabancılaşma nedeniyle aslında bir nesneye dönüştürülmüş olur insan.
Bu durum Sartre için bir çalıntı hayat bir sahte hayat demektir.
**
Sartre'ın insan ilişkilerine getirdiği bu kurgu şekli insanın insan ile sürekli mücadele içinde düşünülmesinden kaynaklanıyor. İnsan diğer canlılar gibi hatta cansız varlıklar gibi sürekli olarak bir çatışma halinde var olur ona göre.
Çatışma zorunlu olarak ötekinden kaçmayı veya ele geçirmeyi beraberinde getirir.
Oysa çatışma değil evrende var olan dengedir. İnsanın diğer canlılar gibi veya nesneler gibi bir varlık kabul edilmesi durumunda çatışmacı tez-antitez-sentez ilişkisi içinde değil sürekli bir denge içinde varlığını yürüttüğünü dengenin yok olması halinde varlığının tehlikeye girdiğini görüyoruz.
Denge ilişkisi en çok insan için geçerlidir. Denge hem bedenimizde hem de düşünme şeklimizde vardır. Kaçınılmaz olarak uçları değil ortalama yaklaşımları severiz hep.
Bencilliği de değil kendini yok saymayı da aşırı buluruz. Sürekli olarak ne sadece kendimiz ne de başkası merkeze konulamaz. İkisi arasında dengeyi bulmadıkça içimize sinmiyor hiçbir söz, eylem ve durum.
Bunun için ötekinin her zaman sözümüzü, düşüncemizi ve eylemlerimizi dengede tutma işlevi vardır. İnsan ötekinin varlığıyla makul olmayı, adil olmayı, dengeli düşünmeyi öğrenir. Doğuştan hayvansal bencilliğe sahip insan zamanla dengede durmayı, dengeli düşünmeyi ve konuşmayı öğrenir.
Her şeyin yerinin kendi istediği yer olduğunu zanneden bencil insan “öteki”nin varlığıyla huzura ermeyi öğrenir.
Her kişi karşıdakinin aynasıdır. Kişiyi hizaya getiren, kişiyi rasyonel düşünmeye zorlayan ötekinin varlığıdır.
Adalet, bir şeyin olması gereken yerde olması diye tanımlanır. Olması gerekeni bulmanın yolu ötekinden kaçmak veya ele geçirmek değildir. Ötekini yok saymak da değildir. Ötekiyle var olur insan. Ötekiyle ahlak anlam kazanır. Ötekiyle hukuk vardır. Ötekiyle insan insan olur. Onun için Satre'ın dediği gibi öteki Cehennem değil Cennettir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...