13 Ağustos 2017 Pazar

EVRİM DİNİ MENSUPLARI, MÜFREDAT VE ZİHNİYET EĞİTİMİ

Mustafa Çevik

EVRİM DİNİ, MÜFREDAT VE ZİHNİYET EĞİTİMİ

evolution and god ile ilgili görsel sonucu


Mustafa Çevik
Başbakan Yardımcısı Sayın Numan Kurtulmuş müfredat ve evrime dair sarfettiği cümle nedeniyle evrim dininin mensuplarının saldırısına uğradı.

En nihayetinde Sayın Kurtulmuş kendi düşüncesini söylemiştir. Katılırsınız katılmazsınız. Ama bakıyorsunuz biri kalkmış “Numan Kurtulmuş biyolog değil, nasıl bu konuda konuşur diyor?” Bunu söyleyen de biyolog değil tabi o da ayrı mevzu. Kaldı ki biyolog olsa da evrim kuramına duyulan tepki de muhabbet de bilimsel kaygıdan çok dini kaygıdır.

Evrime karşı çıkan “yaratılış” kuramını inkar ediyor gerekçesiyle karşı çıkıyor, sahip çıkan da yaratılış teorisini ötelediği için sahip çıkıyor.
Yani ikisi de dini kaygı içeriyor. Peki nasıl oluyor da evrim bir din oluyor?
Bu soruyu sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet evrim bir dindir. Bir bilim teorisinden çok bir dindir. Lamark ve ardından Darwin kendince bir takım şeyler söyledi. Onlardan önce de sonra da birileri canlılar dünyasındaki çeşitliliğin kökeni ve tarihsel serüveni hakkında bir takım gözlemlerde bulundular, öyle veya böyle fikirler ileri sürdüler.
Her kültürde ve inançta türlerin kökeni ve akrabalık ilişkileri ve onların adaptasyonuna dair benzer düşünceler görebilirsiniz. Doğal olarak da İslam kültüründe ve tarihinde de buna benzer şeyler görebilirsiniz. Bugün de evrim kuramını yaratılış kuramıyla uzlaştırmaya çalışanlar var, geçmişte de olmuştur.
Sorun evrimin ne kadar bilimsel olduğu veya olmadığından öte evrimi bir din gibi kullanıp sekülerizmin ve ateizmin müfredata egemen olması talebi ve bu talebe karşı çıkmadır başka bir şey değil.
evolution and god ile ilgili görsel sonucu
Evrim savunucularının aşırı tepkisel çıkışlarının temelinde “evrim elden gidiyor” refleksi vardır. Mesela bir coğrafya veya fizik konusu müfredattan çıkarılacak denilse bu kadar tepki gösteren olmaz. Çünkü konunun ideolojik tarafı yoktur. Çünkü fiziğin o konusu direk Allah'ın varlığı veya yaratılış ile ilişkili değildir. Onun için falanca fizik konusunu müfredattan çıkarmalıyız denildiğinde o söz konusu “dini tepki”yi göremezsiniz. Nitekim birçok konu her birkaç yılda bir müfredattan çıkarılır, yenisi eklenir. Kimse de bunun için ortalığı velveleye vermez.
Evrimde esas sorun nedir?
Bana göre evrimde esas sorun türlerin kökeni, adaptasyon ve mutasyon süreci değildir. Bu teorilerin kendisi de onların İslam'ın yaratılış teorisiyle bağdaşıp bağdaşmadığı da tartışılabilir bilimsel veya felsefi konulardır.
Ama evrimi sosyal bilimler üzerinden “sosyal evrime” taşıdığınızda işin rengi değişiyor. Bunu yaptığınızda biyolojik bir kuramı, sosyo-ideolojik alana taşınmış oluyor. Burada evrimci sosyoloji, evrimci antopoloji, evrimci dinler tarihi, evrimci tarih ve dil kuramları vs. ortaya çıkıyor. Ve hepsi bilim adı altında evrimi artık bir kuram olarak değil, bir ön dogma olarak kabul edip her şeyi “ilerlemeci” bir yaklaşımla izah etmeye çalışan anlayışa dönüşüyor. İşte evrimin dinleştiği nokta burasıdır.
İnsan hayvandan koptuktan sonra bir süre hayvan gibi yaşamış, sonra dili icat etmiş, sonra dini icat etmiş, sonra devleti, vs.
Bu teorinin temelinde bal gibi bir sekülerizm ve ateizm vardır. Her ne kadar kimi teologlar ve din felsefecileri bu bir sorun değilmiş gibi davranıp “İslam evrim ile çelişmez” gibi zorlama yorumlar yapsa da bu böyledir. Evrimciler bütün dünyada Katoliklerden, Ortodokslardan ve sünni-şii Müslümanlardan daha “dindarca” bir tutumla evrimi savunmaktadırlar.
Bunu yaparken de elbette dinlerin verilerinden de kendilerine “bakın din de bunu söylüyor” diyerek misyoner bir tutumla destek bulmaya ve tebliğ yapmaya çalışıyorlar.
Zaten evrime dair sıradan konuşmalarda bile “Evrime inanıyor musun?” şeklinde soruyu duyarsınız. Yani artık o bir inançtır. Hayır, zaten bilim tekrarlanabilir, denenebilir ve gösterilebilir bilgiye denir. Oysa evrim ne tekrar edilebilir, ne denenebilir ve ne de gösterilebilir. Ancak inanılan bir şeydir evrim kuramı.
Evrim kuramı artık bir metafizik inanç veya bir yaşam felsefesi olarak ön görülmektedir. O nedenle siyasal otoritelerin ve iktidarların metafizik inançların ve yaşam felsefelerinin eğitim müfredatlarında yer almalarına kayıtsız kalmamaları şaşırtıcı olmamalıdır.
Bir gazeteci, bir antropolog, bir mühendis veya falcı müfredat ve evrim konusunda görüş bildiriyorsa, izin verelim ülkeyi yönetenler de düşüncelerini söylesinler. Çünkü olay bilimsel bir sorun olmaktan çıkalı yüz yıl oldu.
Ha şunu da belirtelim. Müfredat açısından asıl sorun biyolojideki evrim kuramı değil gizli evrimciliktir. Asıl müfredatından çıkarılması gereken bütün sosyal bilim derslerine örtük olarak giydirilmiş bu “sosyal Darwinizm”dir. Bütün sosyal derslerde ilkelden karmaşığa doğru ilerleyen canlı organizma anlayışının kültür tarihine de uygulandığını görebilirsiniz. Bu tahrip edici gizli müfredata hiçbir hükumet döneminde müdahale etme gereği duyulmadı veya becerilemedi. Ülkeyi kim yönetirse yönetsin müfredatı bu sosyal Darwinizm zihniyeti yönetti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...