3 Temmuz 2016 Pazar

KİTAP OKUMAK DÜŞÜNMEYİ UNUTTURUYOR, Mustafa Çevik, Yeni Söz,

Mustafa Çevik

KİTAP OKUMAK DÜŞÜNMEYİ UNUTTURUYOR







Okumanın da zararı olur mu diye düşünmeyin. Elbette olur. Şöyle ki.
Okuduğunuzda siz asında kitabı anlamak yerine kitaptaki bilgileri almaya çalışırsanız bir anlamda kendinizi kitabın akışına bırakmış olursunuz.
Böylece kitap yani yazar sizi yönlendirmiş olur.
Kendi zihninizdeki düşüncelerin akışını kitabın seyrine entegre etmiş olursunuz.
Oysa düşüncelerin akışını bir başka yazıya veya yazara teslim etmek özneyi nesnenin tekline koymak olur.
Bu da öznenin (süje) yani “ben”in pasifleştirilmesi demek olur.
Düşünülecek konunun çerçevesini yazara bırakmak zihnine gelecek olan çağrışımların da önünü tıkamak olur.
Çocuklara kitap okutmak onların yönlendirilmesini ve zihinlerinin kapatılmasına yardımcı olacaktır. O yüzden onlara okumaktan çok düşünmeyi öğretmeliyiz.
Okurken bir başkasının zihin sürecine takip olmak onun bizim yerimize düşünmesine razı olmak anlamına geliyor.
Schopenhauer bu durumu “yazmayı öğrenirken talebenin öğretmen tarafından kalemle çizilen çizgileri takip etmesi”ne benzetir.
**
Düşünmek yerine sürekli okumaya tercih eden bir süre sonra düşünme yeteneğini kaybeder. Birçok eğitimli insan “okumayı çok sevdiği” için düşünmeyi unutur.
Bu gün akademi camiasında bunun örnekleri çoktur. Sürekli okuduğu için üretemeyen.
Birçok sosyal bilim alanında farklı kültürlerdeki kitapları ibadet bilinci ile okudukları için akademi sadece sosyal bilimler bayiliğine dönüşmüş durumdadır.
Kindi zihinsel doğasını okumayı ihmal eden bir toplum ortaya çıkmasının nedeni budur.
Akademisyenin kendi zihni, kendi karakteri ve kültürü o araştırmaya yansıyamamaktadır.
Schopenhauer'in ifadesiyle okumak bazen “insanı aptallaştırır. Çünkü her boş vakitte okumak ve sürekli olarak sadece okumak, zihni mütemadiyen elle çalışmaktan daha fazla felç edici bir etkiye sahiptir… Nasıl ki yabancı bir cismin ağırlığı üzerinde hiç eksik olmayan bir çelik yay sonunda esnekliğini kaybeder.”
Okuyan ve düşünmeyen kişi okuduklarını hazmedemez. Hazmedilmeden alınan bilgiler bir süre sonra unutulur.
**
Peki okumak böyle zararlı bir şey ise ilk emir “Oku” ne anlama geliyor?
İslam'ın ilk emrini “kitap oku” veya “okula git” şeklide anlamak modern dönem zihninin bir ürünü olarak düşünülmelidir.
Oku” emri yukarıda sözünü ettiğimiz kendini, zihnini, doğayı okumak anlamında “düşün” emirdir. Bu konuyu daha önce “İlk emir Oku mu Düşün mü?” şeklindeki yazımızla ele almıştık. (http://www.yenisoz.com.tr/ilk-emir-oku-mu-dusun-mu-makale-10320)
Schoupenhauer'in buna paralel bir düşünce ileri sürer: “Bir kimsenin eline bir kitap alarak kendi öz malı olan düşüncelerini ürkütüp kaçırması en büyük günahtır. Bunun tabiattan yüz çevirip ölü bitkiler müzesi seyretmeye giden yahut harikulade bir manzarayı bir taş baskıdan veya gravürden incelemeye çalışan bir adamdan farkı yoktur.”
Onun için İslam'ın ilk emri “Düşün”dür diyoruz.
İyi pazarla düşünceli okumalar dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...