2 Temmuz 2016 Cumartesi

İLK EMİR “OKU” MU “DÜŞÜN” MÜ? Mustafa Çevik Yeni Söz

Mustafa Çevik

İLK EMİR “OKU” MU “DÜŞÜN” MÜ?

Hep şikayet edilir “bu memlekette kitap okunmaz” diye. İlk ayeti dolayısıyla ilk emri “oku” olan bir dinin mensubu olarak “oku” emrini “okula gitme” şeklinde anlayarak asıl hatayı yapmışız.
Hatta “okula gitmeyi” “okuyor musun?” şeklinde ifade ederiz.
Okullaşmak ve okur-yazar olmak için verilen çaba çok da masum değildir.
En nihayetinde “okullar” modernleşme ile birlikte gelişmiş kurumlardır. Ve bireyi “devletin emirlerini doğru almak ve tam uygulamak” için kurulmuştur demek mümkündür.
**
Peki “Oku” emrinin anlamı nedir? Veya nasıl anlaşılırsa doğru anlaşılmış olur?
Öncelikle şunu söyleyelim: “Oku” emrini getiren Cebrail'in de okuması istenen Peygamberin de elinde yazılı bir kağıt olmadığı için “Oku” emrinin bir metin okuma şeklinde olmadığı kesin gibi görünüyor.
O halde “oku” diye buyuran ayetin aslında “kendini oku,” “çevreni oku,” “olayları oku” şeklinde bir emir olduğu söylenebilir. Yani açıkça anlaşılıyor ki burada “oku” ile kast edilen şeyin “düşünme” ve “tefekkür etme” olduğu aşikardır.
**
Haliyle “oku” emrini “okula git” veya “okullaşma” şeklinde son derece modernist ve tepeden inme bir perspektifle yorumlayan bir milletin yapacağı okumalar da elbette “enstrümantal okuma”dan öteye gitmeyecektir.
Böyle bir durumda yapılacak enstrümantal okumaları üç kısımda ele alabiliriz:
1-İdeolojik okuma, 2-Paragraf çözme için okuma, 3-Akademik okuma. Bu üç okuma şeklinin de bir şeyin peşinde olmak veya hakikat ve hikmet merakından kaynaklandığını söyleyemeyiz.
**
Öyleyse yapılacak şey amacına uygun okuma yapmaktır. Çünkü okumak salt bilmek için yapıldığında bir süreklilik oluşturabilir.
Diğer okuma şekillerinde amaca ulaştıktan sonra okumayı doğal olarak bırakırsınız. Çünkü bir amacınız vardı ve ona ulaştınız.
Dolayısıyla okumak için bir gereğiniz kalmadı.
Bir çok ayette insanların düşünmesi, aklını kullanması vs. emredilirken düşünmeyi dinden çıkmanın gerekçesi sayan bir kültürün nasıl ortaya çıktığı düşünmeye değer bir sorundur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...