24 Ekim 2017 Salı

DEVLET Mİ HUKUK YAPAR HUKUK MU DEVLET YAPAR- -Mustafa Çevik



Mustafa Çevik
Demokrasilerde popüler bir cümle vardır. “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.” Bu cümle adeta kutsal bir ilke gibi korunur ve tekrar edilir. İslamcısından, laisistine herkes yeri geldiğinde bu cümleyi kullanır.
Bu cümle ne kadar uygulanmıştır? Ne kadar uygulanması mümkündür? Bu soruları geçiyorum. Onlardan önce tartışılması gereken asıl soru şudur: Peki acaba bu cümle ne kadar rasyoneldir? Mesela millet her hakkı yeniden tanımlayabilir mi? Daha açık. Halk temel insan haklarını kaldırabilir veya yeniden tanımlayabilir mi?
Eğer evet derseniz o halde halkın ittifakı veya çoğunluğu halinde hak ve özgürlükleri askıya alması düşünülebilir demektir.
Oysa yüzde 99'a karşı yüzde 1'in hakkını koruyan halkın mutlak (şartsız) egemenliği değil halkın egemenliğini sınırlayan demokratik değerlerdir.
Yani halkın tamamı istese de kaldıramayacağı kurallar vardır. Bilinen temel hak ve özgürlükler mesela. Demokrasinin felsefesi budur.
Demokrasiyi sadece oylamadan saymak sandık fetişizminden başka bir şey değildir. Sandık sadece demokratik kuralları kimin uygulayacağına karar vermek içindir.
Halka mutlak yetki verenler halkın adalet, devlet, hukuk vs. her şeyi belirleyen bir yapı olduğunu ve bunun da çoğunlukla ekonomik ilişkiler üzerinden yürütüldüğünü kabul ederler.
Meşhur “alt yapı üst yapıyı belirler” anlayışı yani. Buna göre halk önceden hayvan sonra sürü halindeydi sonra toplum oldu. Ekonomi ilişkileri aileyi, devleti sonra da hukuku doğurdu.
Böyle bakınca devlet hukuku yapan güç oluyor. Devlet de şartlara ve durumlara göre bu hukuk kurallarını değiştirip dönüştürebilir anlamına gelir. Burada tamamen devletin (demokrasilerde halkın) keyfiliğine meşruiyet sağlanmış olur.
Çünkü devleti belirleyen veya bağlayan ilahi veya kutsal bir ilke yoktur. Her devlet veya halk çağının gereği gibi hukuk düzenlemesi başak bir ifade ile adalet tanımı yapabilir demektir.
Oysa devlet veya hukuk kutsal ve tartışmasız bazı ilkelerce sınırlandırılmıştır. Bu gün dünyanın geldiği anlayış burasıdır: Devletler ister demokratik devlet olsun ister totaliter yapı olsun hukuk yaparken bazı kurallara uymak zorundadır.
Yani devlet hukuk yaparken keyfi davranamaz. Hukuk yapmanın kuralı devletin keyfi değil insanlığın “ortak kelimesi”dir. Bu ortak kelime insanların doğuştan anlayabileceği temel haklar ve özgürlükleri güvence altına alan bir tür gizli sözleşmedir.
Bu gizli sözleşme başka deyişle “ortak kelime” bütün dinlerde ve ideolojilerde vardır.
Onun için devlet hukuk yapmaz. Evrensel hukuk devlet yapar. Devletler meşruiyetini evrensel hukuktan alabilirler. Bu evrensel ilkeye ve ortak kelimeye ne kadar uyarsa bir devlet o kadar adil bir devlet olur.
Devlet ve halk hukuk yapmada sonsuz yetkiye sahiptir demek realistlerin, materyalistlerin ve Marxistlerin savunduğu felsefedir. İdealistler savunduğu ise “ilke” taraftarlığıdır. Ortak kelime insanlığın ortak ilkesidir. Buna bağlı olmak zorundadır herkes.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...