13 Temmuz 2017 Perşembe

'Türkler neden felsefe yapamaz?'

'Türkler neden felsefe yapamaz?'

 Mustafa Çevik | TİMETÜRK | 


Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkçe ile felsefe yapılamaz” deyince millete eleştirmek için gün doğdu. Kimi Erdoğan’ın daha eski beyanlarını gündeme alıp çelişkilerini ortaya koymaya çalışırken. Kimisi de “biz Türkçe felsefe yapıyoruz o bilmiyor” dedi. Kimisi de “sen zaten felsefeyi sevmezsin ki” dedi.

Bir politikacının felsefenin veya her hangi bir bilimin temel sorunlarından ve tarihinden o alanın uzmanları gibi teferruatlı bilgilerden haberdar olması mümkün değildir, beklenemez de.
 
O halde Cumhurbaşkanının Türkçe ile felsefe ilişkisini bize göre bir uzman görüşü gibi değil de şöyle anlamak daha doğrudur: Türkçede bir felsefe geleneği oluşmamıştır veya filozofu yoktur. Bize göre de esas sorun budur felsefe camiasında. Kaldı ki bu sorun diğer bilimler için farklı değildir. Eczacılık, tıp, din, hukuk vs. alanları çok mu farklıdır? O nedenle esas sorun,“neden bu günTürkiyenin bir filozofu yoktur?” sorunudur.Örneğin bizim seküler çevrelerin beğenmediği İran’ın bu dönemde yaşamış/yaşayan kendine ait teorisyenleri vardır. Şeriati, Sürüş ve Nasr gibi.
 
Teorinin ne olduğundan, onu beğenipbeğenmediğimizden çok kendi iç tutarlılığı olan pozitif bilim veya sosyal bilimlerde dünya çapında varlık göstermiş bir teorisyenimizin olmayışıdır acı olan. Acı ve gerçek olan burasıdır.
 
Hadi diyelim ki Türkiye’deki  dindarlarMurat Belge’nin dediği gibi Gazali’ninbıraktığı olumsuz etkiyle felsefeye düşmanlık edip felsefe ve filozof çıkarmadılar.
 
Çünkü Murat Belge’nin deyimiyle felsefe yapmak Erdoğan’ın hoşuna gitmezdi. Çünkü “Örneğin “Kur’an-ı Kerim bizzat Allah’ın tebliğ ettiği Kelâmı” değildir, denmesine razı olması epey uzak bir ihtimal”di. (Murat Belge, t24.com.tr, 28 Aralık 2014)

Sanki felsefe yapmak bir tek Kur’an inkarıyla mümkündür. Sanki felsefe yapmak bir tek ateistçe mümkündür. 

Türkiye’de felsefe hakkındaki en bilindik batıl inançlardan biri de Murat Belge’nin ortaya koyduğu bu dogmadır. Oysa felsefe yapmanın bin bir çeşidi vardır. Bunlardan biri de ateizmdir. Batıdaki veya doğudaki düşünürlerin hepsinin ateist olduğunu o nedenle felsefe yapmak ancak Tanrı inkârıyla (M. Belge’ye göre Kur’an inkarı ile) mümkün olur demek ancak bizdeki fanatik sekülerlerin ve fanatik dindarların bakış açısıdır.

Diyelim ki Erdoğan ve onun gibi inananları “felsefe yapma”ktan alıkoyan Kur’anı veya Allah’ı inkâr etme korkusudur. Felsefe için böyle bir şart varsa tabi.

Peki Kur’anı veya Allah’ı inkar etmeyi sorun etmeyen seküler çevreler neden felsefe yapmadılar? 

“Biz Türkçe felsefe yapıyoruz ama o bilmiyor” deyince sormamız gerekiyor tabi ki? Mesela kim biliyor? Türkiye’nin felsefesinin ve felsefecilerinin kerameti kendinden menkuldur. Dünyada varlık göstermiş bir felsefe teorisi var mıdır? Neden Almanlarda, Fransızlarda, Afrika’da bu gün yaşayan bir dünya teorisyen var da Türkiye’nin neredeyse yüz yıllık cumhuriyet kültüründe böyle birileri yetişmedi. Hadi Osmanlı’yı Gazali engelinden dolayı felsefe yapmadı diye düşünelim.
 
Klasik söylemdir. Aya çıktınız da biz mi izin vermedik? Neden kendi felsefe yapma becerinizdeki eksikliği dindarlara veya bin yıl önce yaşamış ve sizin için bir anlam ifade etmeyen Gazali’ye yüklüyorsunuz?
 
Felsefe ile uğraşmak, öğrenmek veya öğretmek ile felsefe yapmak ayrı şeylerdir. Felsefe yapma eyleminde özgünlük esastır. Ama felsefe metinlerini veya felsefi düşünceleri öğretmek, aktarmak veya tartışmak her dilde öyle veya böyle bir oranda mümkündür. Osmanlıca’da da Türkçe’de de (öz-Türkçe) sıkıntılar da avantajlar da vardır.

Esas sorun şu ki, felsefe yapmak için bir kültürel zemine sahip olmak gerekir. Bu da devletlerin kültür politikalarıyla mümkündür.

Tarih boyunca felsefe ile bilimsel gelişme arasında hep paralellik olmuştur.

O nedenle denilebilir ki felsefe yapmak ne din ne de dil meselesidir. Felsefe yapmak zihniyet meselesidir. Fanatikler ateist de olsa dindar da olsa felsefeye karşı dururlar. Ama en kötüsü felsefe ile meşgul olanların bunu felsefe yapma olarak görmeleridir. Çünkü felsefe memurluğu ayrı felsefe yapmak ayrı şeylerdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Taammüden Satanizm

   Şeytanın varlığı yanılgıyla başladı. Şeytanlığı da yanılgısında ısrar etmesindedir. Bilerek taammüden ve bilinçli bir şekilde hatada ısra...